Birazdan, ismini açıklamayacağımıza söz vererek ikna ettiğimiz sevgili çalışma arkadaşımızın damatlık alışverişi deneyimini kendi ağzından okuyacaksınız! İşte "Aylardır kaçtığım damatlık seçimi alışverişinden, hele de düğüne tam bir hafta kalmışken, artık kaçamayacağımı biliyordum." diye başlayan o itiraf dolu satırlar!
Geçen yaz alınan takım hiç mi olmaz?
Geçen yaz kuzenimin düğünü için bir ton para verip aldığım takım elbiseyi, üstelik de sadece bir defa giydiğim düşünülürse, pekala giyebilirdim. “Alem ne der?” sorusuna gelirsek, zaten erkek cinsinin düğün derneklerde ne giydiğine dikkat edildiği nerede görülmüş...
Erkekler kadınları ve kadınlar da diğer kadınları incelemez mi böyle gecelerde? Diyeceğim o ki, kimse o takımı o gün orada giydiğimi zaten fark etmemişti. İşte bunlar hep tüketimdi...
Deneme kabini kabusu!
Her neyse, müstakbel eşimle güzel bir cumartesi sabahında damatlık alışverişine çıktık. Neticede kadının fendi erkeği yenmişti işte. Girdiğimiz ilk mağazadaki damatlık modellerine şöyle bir göz gezdirdiğimde aslında zaten renkleri dışında hepsinin aynı olduğunu düşündüm.
“Al işte benim evdeki takım da bunlardan biri!” dedim; ama içimden! Ben etrafa bakınmaya devam ederken sevgilim, kucaklamış olduğu modellerle karşımda belirivermişti. Ve işte bir başka kabus: Saatlerce sürecek kabin faciası...
Umut fakirin ekmeği...
İlk denediğim siyah takım şansımıza gayet iyi görünüyordu. Üzerimde de çok güzel durmuştu ayıptır söylemesi. İkimiz de beğenmiştik bunu. O an içimde bunu alıp çıkabiliriz ve güzel cumartesi günümüze devam edebiliriz diye bir umut filizlenmişti ki, sevgili nişanlım, denemem için getirdiği tüm modelleri üzerimde görmek istediğini söyledi.
Mağazada denemem için seçilmişlerin hepsi bittiğinde yine bir sevinir gibi oldum ki, alışveriş merkezindeki diğer damatlık firmalarının modellerine de bir göz atmamız gerektiği bilgisi ile sevincimi kursağıma yolculadım.
Muhterem bir inanış!
Saatler ilerledikçe yorgunluğum artıyordu. Artık kontrolü kaybetmiştim. Kaç tane damatlık denediğimi inanın hatırlamıyorum ama ben bu denli bitmişken onun nasıl oluyor da bu kadar enerjik ve kararlı olduğuna akıl erdiremiyordum.
O an aklıma damadın düğünden önce gelinliği görmemesi gerektiği inanışının ne kadar muhterem olduğu geldi. Bence bunu kesinlikle bir erkek uydurmuştu ve tarihin eski dönemlerinden bize armağandı.
Çıkış noktası çok basit değil mi?: Damatlık seçmekte bile bu kadar kararsız ve mükemmeliyetçi olan kadının gelinlik seçimine, erkeğin şahitlik etmesine gerek yoktu.
Sonuç vermeyen çabalar
Yaklaşık 7 saat boyunca durmaksızın damatlık denedim ve %95’ini beğenmiş olmama rağmen hiçbirini alamadım dersem bence bana baya üzülürsünüz.
“Şu renk güzelmiş aslında ama falancanın modelinin bu renk olanı yok mu? Bunun pantolonu şık ama yelek ve kemeri sana uygun değil. En çok beğendiğim modelin bedeni kalmamış, acaba içine bir yelek uydursak ceket tam sana göre olur mu? Bu model hayalimdeki damatlık ama pantolonun paçaları hiç uymuş mu şimdi bu tasarıma?” diye diye gün bitti.
Merak edilen son!
Düğün günü ne giydiğimi merak ediyorsunuz değil mi? Korkmayın, bizim kuzenin düğünü için aldığım, üstelik de onca para verdiğim takımı giy(e)medim elbette. Ama korkun! O cumartesi günü girdiğimiz ilk mağazada denediğim o ilk modeli düğünden üç gün önce gidip aldık. Nişanlım ne dese beğenirsiniz? “Aslında ben en çok bunu beğenmiştim. İşte şimdi çok içime sindi!”