Düğün.com Çiftlerine sorduk: Düğün günü başınıza gelen en komik şey neydi? İşte gerçek düğünlerden komik anlar! Ya sizin hatırladığınız en komik hikaye ne?
Gelin Çiçeğini Kızına Vermiş
İrina ve Emrah: Fotoğraf çekimleri esnasında gelin çiçeğini arabanın üzerinde unutup hareket etmişiz. Fark ettiğimizde başka bir arabanın durup çiçeği yoldan aldığını gördük ve yönümüzü değiştirip o arabayı takip etmeye başladık. Baya bir zor oldu ama sonunda arabayı durdurabildik. Çiçek arka koltuktaki küçük kızın elindeydi. Annesi; “Ama ben onu kızıma verdim.” dedi, biz de “Ama bizim de düğünümüz var.” dedik. Daha sonra çiçeğimi, arabanın önündeki aranjman çiçekleri ile tamamlayıp düğüne devam ettik.
Kıyafet Alarmıyla Kız İstemek
Börçe ve Hasan: Sanıyorum en komik olayı söz günü yaşamıştık. Eşimin söz günü giyeceği takımı Network’ten aldık; ancak kontrol etmek hiç aklımıza gelmemişti. Meğerse pantolondaki alarmı çıkarmamışlar. Eşim de beni istemeye arkasında alarmla geldi hala resimlere baktıkça gülüyoruz…
Gelini Öpebilir Miyim?
Duygu ve Evren: Nikah esnasında Evren, nikah memuru bizimle selamlaştıktan ama henüz nikaha ilişkin sorularını sormadan önce, “Gelini öpebilir miyim?” dedi. Şahitlerimizi ve konukları güldürdü.
Balkabağı
Ceyda ve Furkan: Furkan saç bakımından biraz zayıf olduğundan topik denilen bir mucize ile saçları gürleştirildi ve bazı davetliler Furkan'ı tanımakta güçlük çektiler. Tek korkumuz yağmur yağmasaydı çünkü o zaman balkabağına dönüşecekti ama neyse ki, gece yarısı olmadan evimizde olduk ve eşim balkabağına dönüştüğünde bunu sadece ben gördüm.
Dizi Çekimi
Seda ve Cem: Fotoğraf çekimleri sırasında kiraladığımız Amerikan klasiğini, fotoğraf makinesini ve kamerayı gören çocuklar, arkadaşlarımızın yaptığı şakalar sonucu şu an televizyonda olan bir dönem dizisinin çekimlerini yaptığımızı zannettiler. Çok kalabalık oldukları düşünülürse bu sayede yüklü bir bahşişten de kurtulmuş olduk.
Atılamayan Çiçek
Gonca ve Oktay: Gelin buketimi atmam baya uzun sürdü. Kendimi dansa o kadar kaptırmıştım ki DJ aynı şarkıyı üç kere çalmak zorunda kaldı. Bunu cep telefonlarıyla çeken arkadaşların hafızası dolduğu için birkaç kere silip tekrardan çekmeleri gerekmiş. Buna düğün sonrası baya bir güldük.
Konvoy
Zuhal ve Ahmet: Gelin konvoyumuzda kornalara basa basa nikaha giderken arkamıza bir baktık ki bir arabadan başka kimse yok! Meğer konvoydan bir araba başka bir yere uğrayıp ordan gelmek istemiş, geri kalan tüm arabalar da onu takip etmişler. Bizi takip eden bir araçla nikah salonuna gittik.
Damat Kimi Öptü?
İmer ve Burak: Nikahımızın kıyılmasının ardından Burak'ın ilk önce beni değil, nikah şahidi olan en yakın arkadaşını öpmesini hala gülerek hatırlıyoruz.
Gelinliğe Arı Girerse
Gülse ve Burak: İlk dans sırasında gelinliğimin içine kocaman bir arı girdi ve davetlilerden biri piste fırlayıp gelinliğimin içine girerek arıyı öldürme görevini üstlendi. Biz o an pek farkına varamadık durumun ama düğün videomuz geldiğinde olay ve suratlarımızdaki ifadeler cidden komikti.
Kendi Nikahına Yetişememek
Didem ve Mert: Gelin arabamız eski model bir Ford’du ve o kadar yavaş gidiyordu ki arabayı bırakıp düğün mekanına arkadaşlarımızın arabası ile ancak yetişebildik!
Gelin Nerede?
Gökçe ve Orhan: Biz erkek tarafı olarak nikaha bir saat kala Gökçe'yi almaya gittik. Kapıyı çalıyoruz, çalıyoruz açan yok! Gökçe'yi arayıp kapıda olduğumuzu söylediğimde bana panikle hala kuaförde olduğunu söyledi. On dakika sonra Gökçe'nin annesi, kardeşi ve halası geldi; fakat Gökçe hala yoktu. Gökçe gelir gelmez gelinliğini giydi ve biz fırladık ama o telaşla annesini, kardeşini ve halasını evde unutmuş yalnızca Gökçe'yi alıp nikah salonuna gitmiştim.
Kabarmayan Etek
Ceren ve Berk: Sürekli gelinliğimin eteklerinin yeterince kabarmadığından şikâyet edip duruyordum. Onun için devamlı eteğimin altına kafasını sokmuş tarlatanımı düzeltmeye çalışan birileri oluyordu. Bu fotoğraflara baktıkça hala gülüyoruz…
O Araba Bizim Değil!
Ajda ve Emrah: Sanırım yaşadığımız en komik olay, arkadaşlarımızın ve akrabalarımızın, mekanın önündeki başka çifte ait bir gelin arabasını bizimki sanıp bol bol fotoğraf çektikten sonra bize göstermeleriydi.
Tuvalet Macerası
Elif ve Mehmet: Gelin odasıyla tuvalet arasında ciddi bir mesafe vardı ve tuvalete gitmek için nikâh alanından geçmem gerekiyordu. Nikâhtan 10 dakika önce tuvalete gitmeliyim dedim. Herkes beni engellemeye çalışıyordu ki ben o engellerden kaçarken bana bakan misafirlerin önünde düştüm. Evet, tarlatan fena bir şey, kesin bilgi!
İsimler Karıştı!
Hakan ve Yonca: Tüm davetlilerimize göre komik bana göre ise trajikomik bir olay yaşandı. Nikah memuru Yonca‘ya benimle evlenmeyi kabul edip etmediğini sorarken ismimi yanlış söyleyerek, Hasan Bey ile evlenmeyi kabul ediyor musunuz? diye sordu. Tabi o romantik an kahkahalarla farklı bir boyuta taşınmış oldu.
Dalgıç Damat
Alexis ve Cengizhan: Misafirlerimizden biri düğünün ortasında takım elbisesiyle koşarak oteldeki odasına gitti ve döndüğünde üzerinde tamamen dalgıç ekipmanları vardı! Bunun sebebi şuydu: Arkadaşları Cengizhan’ı kucaklayıp havaya kaldırdıktan sonra denize attılar.
Hepimiz iskeleden onu izliyor, kahkahalar atıyor ve o anı yaşıyorduk. Denize fırlattıklarından birkaç dakika sonra Cengizhan yüzüğünü kaybettiğini söyledi. Arkadaşlarımızdan biri de odasına koştu, su geçirmez kamerasını, şnorkel takımını kaptı geldi ve aramaya yardımcı oldu. Geceydi ve suyun dibini görmek mümkün değildi. Kendi kendime asla yüzüğü bulamayacaklarını düşünüyordum. Cengizhan son bir kez dalacağını söyledi ve yukarı çıktığında elinde yüzüğü vardı. Gerçekten inanılmazdı!
Unutkan Kameraman
Çisel ve Serkan: Sabahtan başlayan hazırlıklar ve enstantaneler için evde bir kameraman vardı. O arkadaşın önce arkadaşlarımın ve kardeşimin bana hediye verişlerini, sonra da damat ve arkadaşlarının gelişini kaçırıp olayları tekrar ettirmesine epey gülmüştük.