Harika aile ve arkadaşlara sahip olduğumuzu çok daha iyi anladığımız için… Etrafı, bizim için elinden geleni yapmaya hazır, mükemmel insanlarla çevrili, çok şanslı bir çift olduğumuzu anladığımız için, o kadar harika ve o kadar çok eğlenceli bir gün oldu ki…
Nasıl tanıştınız?
Biz aslında hep tanışıyorduk galiba… O kadar çok ortak arkadaşımız vardı ki, sürekli bir yerlerde karşılaşır, selamlaşırdık. Ama asıl hikâyemizin başlangıcı bir akşam Taksim Tünel’deki çok sevdiğimiz Lokal isimli mekânda ortak arkadaşımız Görkem’in bize oynadığı tatlı bir “tesadüf” oyunuyla oldu. Bol patlamış mısırlı ve bol kahkahalı bir akşamdı. Görkem sonra tabii ki nikâh şahitlerimizden biri oldu…
Evlenme teklifi nasıl geldi?
Benim sempatik ve sürprizli sevgilim, sevdiğim ve hayalini kurduğum şeyleri aklına yazıp hiç beklemediğim anlarda çıkartır karşıma hep. Teklifi de ortak bir hayalimizin kurgusuydu aslında. En tatlı kısmı, elinde yüzünü göremeyeceğim kadar kocaman bir calamondin ağacıyla (mandalinaya benzer meyveli bir ağaç) gelmesiydi, o anda anladım ve kalbim yerinden çıktı sanki.
Hazırlık süreci nasıl ilerledi, ne kadar sürdü?
Hazırlık sürecimiz tam 1 sene sürdü. Biz çok şanslıydık, çünkü ailelerimiz hep işimizi kolaylaştırmaya çalıştılar. Hiç sıkboğaz etmediler ve yönlendirmeye çalışmadılar. Sürekli “siz nasıl istiyorsanız, nasıl mutlu olacaksanız öyle olsun” dediler.
Yoğun iş temposunu idare etmek, her anı saati saatine planlamak zorunda kalmak, her pazar çalar saatle uyanmak, hem yeni evimizi kurmaya çalışmak, hem de düğün öncesi, düğün ve düğün sonrası planları ile ilgilenmek, e bu arada da özel hayatımızdan geri kalmamak elbette bizi oldukça yordu… Ama en önemlisi, her şey o kadar çok içimize sindi ki hepsine değdi!
Düğün mekânına nasıl karar verdiniz?
Sanırım en kritik ve zor karar bu. Mekân seçiminden sonra her şey çorap söküğü gibi gelmeye başlıyor çünkü… Biz mekân seçimi için gezmeye 9 ay kadar önce başladık. Çiftlerle ilk olarak ilgilenen satış yöneticisinin tavrının ve yaklaşımının ne kadar önemli olduğunu da bu süreçte anladık. O ilk kişiye ısınamıyorsanız bir şekilde mekâna da ısınamıyorsunuz.
Moda Deniz Kulübü’nün ilk günden düğün gününe kadar, hatta sonrasındaki yaklaşımı gerçekten de tam olarak kurumlarına yakışacak şekilde özenliydi.
Düğün fotoğraflarınızı kim çekti? Çekim gününü biraz anlatır mısınız?
Düğün fotoğraflarımızı düğün günümüzde sabah çok erken saatlerden gecenin bitimine kadar bizimle olan düğün hikâyesi fotoğrafçımız Erkin Ağsaran çekti. Erkin düğün öncesinde erkenden hazırlıklarımıza başladığımız otelde odalarımızda bizimle beraber düğünün heyecanını yaşayan, arada da çaktırmadan fotoğraf çeken bir arkadaşımız gibiydi. Düğün sırasında ise varlığını hiç hissettirmemesine rağmen harika kareler yakalamıştı.
Her şeyden öte çaktırmadan yakaladığı o karelerde babamın gelinliğimi giydikten sonra bana bakışları, Berk’le birbirimizi hazırlıklarımız sonunda ilk kez gördüğümüz an, nikahımız kıyılırken ailemizin ve yakın arkadaşlarımızın yüzündeki ifadeler var bizim hikaye albümümüzde… Bu anları bu kadar duygu haykıran fotoğraflarla her baktığımda burnumun direğini sızlatır şekilde tutmuş olması paha biçilemez…
Organizasyonda hangi detaylar öne çıktı?
Fiyonk Organizasyon bize organizasyonun tüm detaylarıyla ilgili çok yardımcı oldu. Hem daha yaşlı misafirlerimiz rahat edebilsinler, hem de sayıca çok olan gençler daha çok dans pistinde olabilsinler diye hem masalı, hem lounge oturma gruplu bir düzen istemiştik. Süslemelerin enerji dolu ama sade olmasını hayal etmiştik, harika renkli çiçekler ve Japon fenerleri bu isteğimizi tam olarak sağladı.
Sema Hanım ve Eda Hanım’ın sabırlı ve olumlu tavırları sayesinde üzerinde saatlerce kararsızlık yaşadığımız tüm detaylar çok güzel şekilde sonuçlandı.
Gelinliğinizi nereden aldınız?
Gelinlik seçimi sanırım bütün hazırlık sürecimiz boyunca benim için en zoruydu. Tam 6 ay boyunca “işte bu” diyemedim. Artık “her şey tamam da gelinlik yok” dediğim günlerden bir gün Akaretler’deki Vakko Wedding House’da denediğim ilk gelinlik bence karşılaştığım en güzel gelinlikti ve sanırım hep öyle olacak.
Ya damatlık?
Berk kıyafet konusunda çok ayrıntıcı ve özenlidir. Biz öyle genelde damat hikâyelerinde olduğu gibi “düğünden 2 gün önce, 5 gün önce” falan alamadık tabii ki damatlığı. Yaklaşık 1,5 ay önce Network’ten aldık. Kesimlerini çok beğendiği için neyse ki zevkine göre damatlığını da buldu. Üzerinde içine sinene kadar milimetrik terzi çalışmaları yapılmadı değil tabii ki…
Düğün günü başınıza gelen komik bir olay oldu mu?
O kadar çok ki… “Kocam süslüdür” demiştim değil mi? Damat odasındaki hazırlığı sırasında onunla beraber olan tüm erkek arkadaşlar ve yakınlar papyonunu ellemiştir sanırım. Tam 1 saat sürmüştü papyonun düzeltilmesi. Ben de karşı odada sürekli gelinliğimin eteklerinin yeterince kabarmadığından şikâyet edip duruyordum. Onun için devamlı eteğimin altına kafasını sokmuş tarlatanımı düzeltmeye çalışan birileri oluyordu. Bu fotoğraflara baktıkça hala gülüyoruz…
Düğün günü unuttuğunuz bir şey oldu mu?
Nüfus cüzdanım… İnanılır gibi değil ama gerçek… Kontrol manyağı olan ve düğün günü kullanacağı çantasını 2 hafta öncesinden hazırlayan ben, “gelinliğim lekelenirse üzerine dökerim kapatır” diye kullanmak için bebe pudrası almayı bile unutmadım; fakat nüfus cüzdanımı evde unuttum!
Düğününüzün en güzel anı neydi?
Aslında o kadar çok ki… Ama sanırım en güzeli bize yapılan sürprizle karşılaştığımız andı. İlk dansımızdan hemen sonra biz tam misafirlere hoş geldiniz demek üzere hazırlanırken abim Özgün ve eşi Gediz ellerine mikrofonu alıp “Gelinle damadın aşklarından ilham aldık onlara küçük bir sürpriz hazırladık” dediler. Bir anda klip dönmeye başladı. Arkadaşlarımız bizden habersiz bir stüdyoda toplanıp bizim için “Penguenler şarkı söylüyor” başlığıyla şarkılar söyleyip klip çekmişler. Asla unutamayacağımız bir düğün hatırası oldu.
Düğününüzün en duygusal anı neydi?
Merdivenlerden indiğimiz an… Doğru insanın elinden sımsıkı tutuyorduk ya... Gerisinin boş olduğunu anlıyor insan…
Bir de anne ve babalarımızın bakışları… Her göz göze geldiğimizde zor tutuyorduk kendimizi…
Balayınızı nerede yaptınız?
Balayımızı 4 gün Phuket, 4 gün Singapur’da yaptık. Her ikisi de birbirinden keyifliydi. Phuket’te deniz mahsulüne ve masaja doyduk, Singapur’da da harika çiçeklere, bahçelere ve tertemiz şehre hayran olduk.
Düğün.com Çiftlerine neler tavsiye edersiniz?
Mümkün olduğunca rahat olmalarını ve her şeyin tadına varmaya çalışmalarını tavsiye ederiz… Yaşanan aksaklıklar, düğün sürecindeki stresler… Herkesin başına geliyor… Gelmese zaten hikâye eksik kalıyor…
Düğünümüzden iki gün önce acayip güneşli olan hava bir anda değişmeye başlamıştı. 5 Temmuz sabahı öyle kapkara bir gökyüzüne uyandık ki boğazım bir an için düğümlendi… Arkadaşlarım öğleden sonra havanın açacağı ile ilgili aldıkları bilgileri gönderip endişelenmemem gerektiği ile ilgili mesajlar yağdırıyorlardı. Bir an endişelenip sonra “bugün hiç bir şeyin moralimizi bozmasına izin vermemeliyiz, yağarsa da yağar onun da keyfi başka olur” dedik ve günün tadını çıkarmaya baktık…
O gün sizin gününüz… Her anıyla tadını çıkarın. Erken saatlerden itibaren size hazırlıklarınızda eşlik edecek yakın arkadaşlarınızı da alın yanınıza ki keyfiniz tüm bir gün boyunca katlansın…