Banu ve Ercan çifti aslında birçok kez aynı ortamda bulunmalarına rağmen birbirlerini fark etmediler. Çiftimizin aşk dolu serüveni ise seneler sonra Banu’nun doğum gününde tekrar hayatlarının kesişmesiyle başladı. Farklı, eğlenceli ve oldukça doğal olan çiftimiz, tam da hayal ettikleri bohem ruhu taşıyan rustik bir düğünle mutluluğa “Evet” derken, hayatlarına dokunan herkese de defalarca teşekkür ettiler. Haydi, Banu ve Ercan çiftinin o en güzel anlarını tüm detaylarıyla kendi ağızlarından dinleyelim…
“Aslında Biz İki Kere Tanıştık”
Aslında Ercan’la biz iki kere tanıştık. Ercan’ın kuzeni Nazlı, benim Bodrum’dan yazlık arkadaşım ve birbirimizi 15 yıldır tanıyoruz. Bu vesileyle sanırım 2002 yılıydı, Ercan’la bir iki kere Bodrum’da aynı ortamlarda bulunmuşuz ama ikimiz de birbirimizi pek hatırlamıyoruz. Aramızda 4 yaş fark vardı ve o zamanlar kendimizden küçüklerle takılmıyorduk. Tabii kader… Seneler sonra, Aralık 2014’te doğum günümü kutladığım mekanda Ercan’la tesadüfen karşılaştık. Ortak arkadaşlarımızla konuşuyordu. Birbirimizi görünce hatırladık ve böylece doğum günümde ikinci kere tanışmış olduk. Bu tanışmadan bir süre sonra da ilişkimiz başladı.
Sahilde Yürürken Gelen Evlilik Teklifi
19 Aralık 2016’da, doğum günümde ailemizle ufak bir kutlama yapmıştık. Akşam evimize döndüğümüzde, Ercan ısrarla sahilde yürümek istediğini söyledi. Hava çok soğuktu ve genelde de yürüyüş teklifleri hep benim tarafımdan gelirdi. Bu nedenle çok şaşırdım ve ısrarla köpeğimiz Chelsea’yi de yanımıza almak istedim. Böylece Ercan, ben ve Chelsea sahile indik. Sahilde yürüyüş yaparken Ercan birden diz çöktü ve çok tatlı, ufak bir konuşmanın ardından evlilik teklifi etti. Olayın ilk şahidi de kızımız Chelsea oldu. Evimize ve mahallemize çok düşkündük. O yüzden de tamamen bize ait hissettiğimiz bir yerde bu anı yaşadığımız için çok mutluyum.
Düğün Teması Belirlendi, Hazırlıklar Başladı
Düğün hazırlıkları söz konusu olunca tabii ki her kadın gibi bütün süreç benim üzerimden ilerledi. Hatta Ercan sadece düğüne katıldı diyebilirim. Tamam, hakkını yemeyeyim bir de dekor olarak kullandığımız samanları, arkadaşının at çiftliğinden alıp mekana getirmişti. Yaklaşık 6 ay gibi bir sürede düğüne hazırlandık. Bunun ilk 3 ayı fikir aşamasıyla geçti ve kafamızdaki düğün temasını da net bir şekilde oturttuk. Kalan 3 ay ise benim için daha çok koşuşturmayla geçti. Çünkü her ne kadar dışarıdan profesyonel destek alsam da her aşamada işin içindeydim diyebilirim.
Orman İçindeki Bir Bahçede “Evet” Sesleri
Düğün mekanı ararken bir arkadaşım İzoletta’yı önerdi. Burayı isim olarak zaten biliyordum. Çünkü Life Group Entertainment’ın sahibi Erdem İpekçi ile sektörden birbirimizi tanırız. Ancak açıkçası düğün mekanı ararken hiç aklıma gelmemişti. Ercan’la beraber gidip mekana baktık ve gördüğüm an kararımı verdim. Başka bir düğün yerine bakma ihtiyacı da hissetmedim. Benim hayalim ağaçların arasında evlenmekti ve İzoletta’nın orman içinde kurulmuş olan bahçesini gördükten sonra ‘’İşte burası’’ dedim. Buranın tam hayalimdeki gibi olmasının yanı sıra İzoletta’dan sorumlu Hatice, yaklaşık 5 dakika gibi bir sürede tam olarak ne istediğimi anlayarak bana enfes fikirler sundu. Bu süreç içerisinde Erdem’in de çok desteği olduğunu belirtmeliyim. Oradaki insanlarla kurulan iletişimin çok önemli olduğuna inanıyorum. Çünkü kolay bir süreç olmadığı gibi bir kere yaşanılacak bir gece ve bu anlamda onların varlığı beni inanılmaz rahatlattı.
Bohem Temaya Rustik Dokunuşlar
İzoletta’nın yönlendirmesiyle, organizasyon firması olarak Dika Davet ile çalıştık. Dika Davet’ten epey memnun kaldığımızı söylemek istiyorum. Çünkü Dilek Kabadayı ile çok güzel bir uyum yakaladık. Düğünümüz ağırlıklı olarak bohem teması üzerineydi. Bazı rustik dokunuşlar ve vintage bir havayla da bu temayı harmanlamış olduk. Yani ağırlıklı olarak ahşap ve doğanın uyumu ön plandaydı diyebiliriz. Zaten normalde de abartılı şeylerden mümkün oldukça uzak durmaya çalışan bir yapım var. Bunu düğünüme de en iyi şekilde yansıtmaya çalıştım. Dilek Kabadayı da benimle benzer zevkleri paylaştığı için çok iyi anlaştık ve beni çok güzel yönlendirdi. Açıkçası benim için en önemli şey de bütün bu organizasyonda, beraber yürüyeceğim kişiyle aynı zevklere sahip olmaktı. Dika Davet’in daha önce yaptığı işlere baktığım zaman o kadar güzel detaylar gördüm ki benim için harika referanslar oldu.
Doğallıktan Şaşmayan Düğün Fotoğrafları
Düğün fotoğraflarımızı ve videomuzu WedLab çekti. İlk olarak İnstagram’da Burcu Biricik için hazırladıkları düğün teaserını gördüm. Sonra da diğer yaptıkları işlere baktım ve “Aradığımı buldum” dedim. Yapay ve önceden çalışılmış düğün fotoğraflarından oldum olası haz etmem. Doğal olan, gerçekten anı yakalayan fotoğrafları ise çok severim. Bu yüzden de WedLab benim bu düğün için yaptığım en doğru seçimlerden biri oldu. Düğün fotoğrafçımız Cengizhan’la da çok iyi anlaştık ve ben bu vesileyle yeni bir arkadaş kazandığımı düşünüyorum.
Düğün öncesinde ailelerimizle çektireceğimiz fotoğraflar için 1 saat zaman ayırdık. O sırada Ercan’la benim de birkaç kare fotoğrafımız çekildi, o kadar. Bunu özellikle istediğimi belirtmeliyim. Çünkü hem düğün öncesinde yorulmak istemedim hem de anı habersiz yakalayan fotoğraflar daha doğal olduğu için böyle olmasını tercih ettim. Düğün videosunda ise ekip bütün hazırlık süresince zaten bizimleydi. Hazırlanmaya başladığımız andan itibaren düğün bitene kadar yanımızda oldular. İyi ki de olmuşlar. Çünkü ekip çok güzel videolar hazırlamış.
Hayalindeki Gelinliğe Böyle Kavuştu!
En başından beri istediğim sade ve elbise formundaki bir gelinlikti. Ancak böyle bir gelinliği hazır model gelinlik mağazalarında bulmak nedense çok zor. Bütün gelinlikler taşlı ve kabarık modeller! O yüzden gelinliğimi özel diktirmem gerektiğini de hemen anlamış oldum. Bu konuda o kadar şanslıyım ki! Hemen Göksel’in menajerliğini yaptığım dönemde tanıdığım ve çok sevdiğim Özlem Kaya’nın kapısını çaldım. Göksel’in sahne kostümlerini kendisi hazırlıyordu ve yaptığı işler çok kaliteliydi. Derdimi anlattım, hemen ne istediğimi anladı ve tam olarak hayalimdeki gelinliği yaptı. Sade, ince detayları olan, rahat ve hafif! Sanırım3 provaya gittim. Özlem Kaya zaten çok pratik çalışan bir kadın. Ne yaptığını da çok iyi bildiği için sizi hiç yormuyor. Bir de defile hazırlığı vardı o dönem ve o kadar yoğun zamanının arasına beni de sıkıştırdı. Ona ne kadar teşekkür etsem az kalır.
Ve Gelin Saçı ile Gelin Makyajı…
Gelin saçımı Sedat Temur yaptı. Onunla da yine Göksel vesilesiyle tanışıyoruz. Bizim büyük konserlerin, kliplerin, çekimlerin olmazsa olmazı Sedat’tır. Aslında şimdi düşündüm de bayağa Göksel’in ekibine dadanmışım. Zaten saçımı da Sedat boyuyor ve kesiyor. Bu nedenle benim için ikinci bir alternatif olması imkansızdı. Düğünümüz eylüldeydi ama boyasını temmuz ayında yaptık. Çünkü renk saçımda iyice otursun istedi. Düğün öncesi tek prova yaptık ve provada yaptığımız saçı da düğünde kullanmadık. Evet, o gün biraz delirdik diyebilirim. Sedat da benim gibi deli ve beraber çok eğlenerek yeni şeyler deniyoruz. Bu yüzden de düğünde hiç provasını yapmadığımız bir saç yaptı bana. Elbette buna her gelin cesaret edemez ama eğer saçınızı Sedat yapıyorsa, bırakın gitsin! Tabii ki saçım çok güzel oldu. Üstelik sadece saç konusunda değil, kafa olarak da düğüne beni Sedat hazırladı diyebilirim. Yeri geldi terapi yaptı, yeri geldi duvağımın çiçeğini dikti ve yeri geldi dans pistinin tozunu attırdı. Gerçekten de hakkını ödeyemem! Ayrıca Ercan’ın saçını da kesti düğün için. Hatta Ercan’ın gelmiş geçmiş en iyi saç kesimiydi bence.
Makyajı ise canım arkadaşım Başak Kızılcıklı yaptı. Başak’la üniversite zamanlarından arkadaşız ve o da tam bir çatlak. Eskiden Mac’deydi, şimdi Sephora ekibinde ve çok güzel işler yapıyor. Sanırım dünyaya açılmak üzere! Başak’a gelin makyajı konusunda nasıl bir makyaj istediğimi bile söylemedim. Çünkü benim için en iyisini yapacağını biliyordum ve zaten öyle de oldu.
Sade ve Şık Bir Damatlık!
Ercan, takım elbise formunda bir damatlık giymeyi tercih etti. Damatlığı Hugo Boss’tan tercih ettik ve Harvey Nichols’tan aldık. Düğünümüz bohem ve gelin de sade olunca; o da çok abartıya kaçmak istemedi yani. Sade ama çok şık bir takım aldık.
Özel Tasarım Davetiye ve Farklı Nikah Hediyeleri
Davetiye tasarımını arkadaşımız Aykut Durmayaz yaptı. Jest yapıp bize vaktini, emeğini verdi ve tam da istediğimiz gibi oldu. Nikah hediyesi olarak da konuklarımıza Kekliktepe’den doğal, el yapımı sabunlar hediye ettik. Yakın arkadaşlarımdan biri Kekliktepe’nin kurucusu ile arkadaş. Bu vesileyle bizi kırmayıp düğün için bize Urla’dan mis gibi sabunlar gönderdiler. Sabunları Eminönü’nden aldığımız Amerikan bezlerinin içine koyduk. Bu keselerin üzerine de Rulotipo’ya hazırlattığımız ve fotoğrafımızın çiziminin olduğu bir damgayı bastık. Çok şirin oldu gerçekten.
Gelin çiçeğim özel tasarım ve Vesaire Çiçek tarafından yapıldı. Düğün mekanımızla da tam bir uyum içindeydi.
“İçimizden Geldiği Gibi Dans Ettik”
Aslında biz ilk dansı yapmayı düşünmüyorduk. Biraz alışılmışın dışında bir çiftiz sanırım. Kız isteme, nişan, kına gecesi, düğün pastası kesme gibi şeyler de yapmadık. Bana sempatik gelmiyordu bunlar ve adet yerini bulsun diye de istemediğim bir şeyi yapmak istemedim. İlk dans konusunda da böyle düşünüyordum fakat İzoletta’dan Hatice ve arkadaşlarım dans için beni ikna ettiler. O yüzden şarkıya düğün gününe günler kala karar verdik. ‘’Gökçe Kılınçer – Bir Başka Sevgiliyi’’ dans parçamız oldu ve özel bir koreografi de yoktu. İçimizden geldiği gibi dans ettik.
Nikahı Beklerken Yaşanan En Heyecanlı 5 Dakika!
Nikah memurunu beklerken cep numarasını almayı unuttuğumuzu fark ettik. Kendisi 10 dakika kadar gecikti ve biz de o arada ince bir panik yaşadık ama hemen geçti. Nikah masasına geçmeden önceki Ercan’la baş başa kaldığımız 5 dakika düğünün en güzel anıydı. Hayatımızda hiç bu kadar heyecanlanmamıştık. Aynı heyecanı bir de bekleme odasından çıkıp nikah masasına doğru yürüdüğümüz zaman yaşadık. Hayatında yaptığın en doğru seçim olan aşık olduğun kişi yanında ve mutluluğunu sevdiğin insanlarla paylaşmaya gidiyorsun. Müthiş bir şey! Bu arada çalan şarkı da çok iyiydi: Barry Louis Polisar – All I Want Is You.
Balayı İçin Yeryüzündeki Cennet: Sri Lanka
Hem deneyim odaklı hem de yan gelip yatabileceğimiz bir balayı istedik. Bu nedenle de tercihimizi Sri Lanka’dan yana yaptık ve balayımız da tam 17 gün sürdü. Bu süreçte bütün adayı gezdik, okyanusta yüzdük, fil safarisi yaptık, yaban domuzlarıyla güneşlendik, Budizm’den yaşam felsefesi öğrendik ve daha yazmakla bitiremeyeceğim daha bir sürü şey yaptık. Kısaca balayımız muhteşemdi!
Düğün.com Çiftlerine Öneriler!
Düğün.com çiftlerine kendi yaptığım şeyi tavsiye edeceğim: Önce kendinize mekan sorumlusundan, kuaförünüze kadar iyi bir ekip kurun! Sonrasını bırakın profesyoneller yapsın. Siz sadece fikirlerinizi söyleyin ve eğer isterseniz küçük uygulamalara katılın. Ben öyle yaptım! Beni çok iyi anlayan insanlardan oluşan iyi bir ekip kurduğumu düşünüyorum. Ve tabii ki kız arkadaşlar! Onları başımıza taç edelim!
Düğün firmaları da bence çiftlere direkt bir konsept üzerinden gelmeliler. Yani tek tek masa bu olacak, sandalyeler böyle olacak ya da şu çiçekleri kullanıyoruz dedikleri zaman insanın kafası karışıyor. Onun yerine “Senin için şöyle bir düğün konsepti düşündük ve buna uygun olarak da alternatiflerimiz bunlar” diyerek seçenekleri bizim yerimize daraltsınlar.
