Dileyince gerçekleşen bir aşka şahit olmuş muydunuz?
Kader Ağlarını Örerken Tanıştılar
Meltem: Çok ilginç bir tanışma hikayemiz var. Ben bir akşam arkadaşımla kahve içerken “Hayatıma öyle birinin girmesini istiyorum ki; sarışın, mavi gözlü, kırklı yaşlarında olsun; Hatta adı da Murat olsun, bu ismi çok severim.” dedim. Buna inanmak çok güç ama iki hafta sonra Murad’la tanıştım. Bizimki ilk görüşte aşktı. Göz göze geldiğimiz ilk anda dizlerimin titrediğini hatırlıyorum. İlk buluşmamızda Bebek'te bira ve patates eşliğinde iki saat hiç durmadan sohbet ettik. Sonrasında her hafta görüşüyorduk. Kısa bir süre sonra da her gün beraberdik. Evlerimiz çok yakındı. Muhtemelen birbirimizi tanımadan önce çok defa çeşitli mekanlarda yan yana gelmişizdir; çünkü ailemiz ve biz senelerce aynı yerde yaşamışız. İşten gelip her akşam yemeği beraber yiyip sadece yatmadan yatmaya evlerimizde oluyorsak evlenelim bari dedik!
Murad: Bizim tanışmamız gerçekten tam anlamıyla kader. Hayatımı sonuna kadar beraber yaşayacağım son aşkımı arıyorum dediğim bir dönemde Meltem çıktı karşıma.
Teklif Böyle Geldi
Meltem: Murad tanıştıktan hemen sonra evlilikle ilgili fikrimi sormaya başlamıştı zaten. Daha fazla dayanamadı ve üç ay sonra evlenme teklifi etti. Çok şaşırdım, aslında hiç hazır değildim böyle bir teklife; fakat gözüme perde inmişti sanki ve üç aydır tanıdığım birine evet dedim! Altı ay içinde de evlendik. Teklif şöyle geldi: Ertesi gün 14 Şubat'tı. Murat: “Yarın sana bir soru soracağım, eğer evet dersen hayatımız değişecek.’’ dedi. Bunun bir evlenme teklifi olabileceği aklımdan geçti ama yok artık henüz çok erken, koskoca adam böyle bir çılgınlık yapmaz dedim. Murad sürprizlerden çok hoşlanır; o yüzden bu cümlenin altından her şey çıkabilirdi. Örneğin bir yılbaşı gecesi çam ağacının altına onlarca hediye koyabilir, hiç beklemediğiniz bir yere götürebilir, imkansızı başarıp aradığınız bir şeyi çıkarıp size sunabilirdi. Kısacası sürpriz deyince ondan her şey beklenir! 14 Şubat gecesi akşam yemeğinden sonra tüylü, kırmızı, kocaman bir kutu verdi bana. İçinden bir tane daha çıktı. Minik kartlara sevgi sözcükleri yazılmıştı. Sonra bir tane ve bir tane daha derken en küçük kutuya sıra geldi ve içinden bir yüzük çıktı. “Benimle evlenir misin?” dedi. Sımsıkı sarılıp, “Binlerce kez evet, sonsuza dek evet!” dedim. Aslında bir gece önce keşke teklif etmese henüz hazır değilim diye de dua ettiğimi hatırlıyorum. Ancak şimdi keşke ilk günden teklif etseymiş diye düşünüp kaçırdığımız boşa geçen o üç ayımıza da üzülüyorum! Evet, hayatımızı mantıklı yaşamalıyız her alanda. Ancak insan çoğu zaman sezgilerine kulak vermeli bence.
Bekar Evinden Yaşayan Bir Eve…
Murad: İkimiz de rahat insanlar olduğumuz için her şey çabuk halloldu. Aslında zamanımız çok azdı. Herhangi bir konuda fikir ayrılığına düşmedik. Bu da işlerimizi çok kolaylaştırdı. Hazırlık süreci son derece keyifliydi.
Meltem: Önce tabi ailelerle tanıştık. Murad zaten tek başına yaşıyordu ve ben sadece eşyalarımı alıp ona taşındım. Bir kaç şeyi değiştirmek istedik sadece. Onlar da çok fazla zaman almadı. Klasik döşenmiş evimiz biraz daha country tarza yakın oldu. Beğendiğim tabloları alıp duvarlara astım. Evimiz bekar evinden yaşayan bir ev haline dönüştü.
Sıra Dışı Bir Duvak!
Meltem: Benim için gelinlik! Hayalimdeki gelinliği diktirdim. Çocukken hep upuzun şeker pembesi bir duvakla evlenmeyi hayal ederdim. Çok çılgınca geliyor kulağa ama beş metre pembe bir duvak diktirdim ve harika oldu. Davetliler de bayıldı.
Murad: Aynı şekilde damatlık. Meltem’in sır gibi sakladığı gelinliğini merakla bekledim. Sonunda pembe duvağı o kadar hoşuma gitti ki, düğün boyunca çıkarsın istemedim.
Meltem: Düğünde çalacak şarkıları da özenle seçtik. Çok iyi bir caz ekibi düğünümüzde sahne aldı. Kaliteli bir müzikle başladık ama her Türk düğünü gibi beklemediğimiz şekilde göbek havalarıyla nihayete erdi! Önemli olan eğlenmek ve hayatının en önemli gününü gönlünce geçirmekse eğer, bunu başardığımıza inanıyorum. Saatlerce hiç oturmadan dans ettiğimi ve ayaklarımın su topladığını hatırlıyorum!
Yeşillikler İçinde Bir Mekan
Murad: Kesinlikle kapalı mekan istemedik. Davetlilerin doğayla iç içe, son derece rahat bir ortamda keyifle vakit geçirmelerini istedik. Düğünümüz Yıldız Teknik Üniversitesi’nde oldu. Yeşillikler içinde, çok güzel bir yaz akşamında kır düğünü tadında gerçekleşti. Tüm sandalyeler Meltem'in duvak rengiyle aynı tülden süslendi. Yeşil ve pembenin bir arada olduğu cıvıl cıvıl bir mekan oluştu. Bir gün önce yağmur yağıyordu ve bu bizi çok tedirgin etmişti. Ama düğün gecesi şansımıza harika bir hava vardı.
Duygulandıran Detaylar
Meltem: Benim üç hayalim vardı. Düğünde giyeceğim pembe bir duvağım olsun, akordeon çalsın ve eski model mavi bir Chevrolet gelin arabamız olsun istedim. Bunları bir kere laf arasında dile getirmiştim aslında. Murad unutmamış, hepsini gizli gizli organize etmiş. Gördüğümde çok şaşırdım ve duygulandım.
Tasarım Ürünler
Murad: Davetiye konusunda çok seçici davrandık. Onca çeşit arasında karar vermek pek kolay olmadı. Sonunda Kadıköy’de bir firmada istediğimiz modeli bulduk.
Meltem: Nikah şekerini ben tasarladım. Minik mantarlı cam şişelerin içine şekerler doldurdum ve üstüne tülleriyle süslerini silikonla yapıştırdım. Dört yüz adet nikah şekerini iki günde teyzemin yardımıyla bitirdim.
Gelinlik ve Damatlık
Meltem: Düğünden çok önce Fransız bir internet sitesinden gelin ayakkabımı beğenmiş ve sipariş etmiştim. Sıra dışı, beyaz tüyleri olan bir ayakkabıydı. Daha sonra gelinlik modeline bu ayakkabıya göre karar verildi. Gelinliğim yakın bir aile dostumuzun modaevinde dikildi. Düğünden dört gün önce de dikimi bitti.
Murad: Smokin için çok mağaza dolaştık ve sonunda pek de aklımda olmayan bir modele karar verdik. Açık renk bir smokin giymeyi hiç düşünmemiştim aslında. Ancak krem rengi bir model hoşumuza gitti.
Eyvah!
Meltem: Evet her şeyi halletmiştik ama düğün sabahı gelin çiçeğimin olmadığını fark ettim! Çok komik ama böyle önemli bir şeyi unutmuştuk! Murad’a telefon edip hatırlattım ve en yakın çiçekçiden beyaz güllerle dolu bir buket gelin çiçeği aldı.
Çigan Müziği ve Akordeon
Murad: Canlı müzik repertuarında yer alan şarkıların bir çoğu bizim için hikayesi olan özel şarkılardı. Meltem çigan müziği çok sevdiği için düğün çigan müziğiyle başladı. Davetliler yine akordeonla karşılandı. Düğün sonuna doğru her türlü tarzda müzik çaldı.
Günün En Eğlenceli Saatleri
Orçun Togan ile bu önemli günü ölümsüzleştirmek istedik. Uzunya’da deniz kenarında fotoğraf çekimlerimiz Orçun ve ekibi tarafından yapıldı. Çekimler esnasında arkadaşlarımız da bize eşlik etti. Orçun bizden habersiz getirdiği kocaman kalpli gözlükleri ve kendi hazırladığı materyalleri çıkardığında şaşırmıştık. Çünkü bu kadar eğlenceli bir fotoğraf çekimi olduğunu tahmin edemedik. Güzel olacağını biliyorduk. Zaten ondan emindik ama hem güzel hem de çok eğlenceliydi. Hala fotoğraflara bakınca keyif almamızın en büyük etkeni Orçun’du. Elimizde o özel güne ait harika bir fotoğraf ve video arşivimiz var. Kimi zaman havada zıplayarak fotoğraflar çekildi. Günün en eğlenceli saatleri bu çekimlerdi. Birçok arkadaşım benden Orçun'un telefonunu istedi. İki arkadaşım da düğünlerinde pembe duvak taktılar!
Ve Balayı
Murad:Koh Samui adasında geçirdik. Hem doğa ile baş başa hem de gece hayatıyla renkli ve hareketli bir balayı geçti. Turkuaz rengi bir denizi ve bembeyaz kumu olan tropik bir tatil cenneti. Rüya gibi bir balayı oldu, herkese tavsiye ederiz.
