Yemek sonunda en sevdiğim film Cesaretin Var mı Aşka’nın müziği olan La Vie en Rose çalmaya başladı. Sertan, filmde kız ve çocuğun birbirleriyle oynadığı cesaret oyununu temsil eden, atlıkarınca desenli teneke kutunun bir benzerini çıkarıp bana uzattı...
Nasıl tanıştınız?
Bizimki uzun süreden beri devam eden bir ilişki, yaklaşık 8 yıl önce üniversiteye başladığımız ilk yıl ODTÜ’de hazırlık sınıfında tanıştık. Sertan beni görür görmez aklına koymuş, bense onu tanımaya başladıktan sonra çok etkilendim. Arkadaşlığımız hızlıca aşka dönüştü, bir gün ders çıkışı ilk itiraf Sertan’dan geldi, o günden sonra da hiç ayrılmadık.
Evlenme teklifi nasıl geldi?
Üniversite bittiğinde ben iş için İstanbul’a taşındım, Sertan ise Ankara’da çalışmaya başladı. Tam dört yıl boyunca birbirimizden uzakta kaldık. Ankara-İstanbul arası gidip gelmekten bunaldığımız bir dönemde, doğum günümde Sertan bana muhteşem bir sürpriz yaparak İstanbul’a geldi. Boğaz kenarında çok sevdiğim bir restoranda beni yemeğe çıkardı.
Yemek sonunda en sevdiğim film Cesaretin Var mı Aşka’nın müziği olan La Vie en Rose çalmaya başladı. Sertan, filmde kız ve çocuğun birbirleriyle oynadığı cesaret oyununu temsil eden, atlıkarınca desenli teneke kutunun bir benzerini çıkarıp bana uzattı. Kutunun içinde yüzük vardı, ardından çok güzel bir konuşma ve evlenme teklifi geldi. Her şeyiyle çok ince düşünülmüş ve bence çok özel bir teklifti. Bense baya şaşkındım!
Hazırlık süreci nasıl ilerledi, ne kadar sürdü?
Benim Ankara’ya taşınmam biraz zaman alacağı için önümüzde 1 seneden uzun bir süreç vardı. O yüzden güzel bir planlama ile oldukça rahat bir hazırlık süreci geçirdik. Çok fazla stres olmamasında ailelerimizin büyük katkısı olduğunu söylemeliyim, iki taraf da gerçekten bizi çok özgür bıraktı ve ne zaman ihtiyacımız olsa destekleri ile yanımızdalardı. Anne ve babalarımıza tekrar çok teşekkür ediyoruz.
Düğün mekanına nasıl karar verdiniz?
Yaz düğünü olacağı için açık hava bir mekan düşünüyorduk, Ankara’daki uygun olabilecek hemen hemen tüm alternatifleri gezdik. Club Mirador’a karar vermemizin sebebi ise mekanın çok doğal ve otantik oluşuydu.
Bir organizasyon firmasıyla çalıştınız mı? Organizasyonda hangi detaylar öne çıktı?
Mekanımızın hali hazırda çalıştığı bir organizasyon firması vardı. Biz de süsleme, ses-ışık ve günün akışını belirleme konularında onlarla çalıştık. Ancak diğer bütün detaylar ile tek tek kendimiz ilgilendik.
Düğün temamız rustikti, doğallığı ön planda tutmak istedik. Masa süslemelerinde hep doğal renkler ve malzemeler kullandık. Bütün detaylarda da kara tahta ve çiçeksi desenleri ön planda tuttuk. Davetiyemiz, el pankartlarımız, şeker büfemiz her şey temamız ile uyum içindeydi. Hatta saç aksesuarı olarak taşlı bir taç yerine ortancalardan oluşan gerçek çiçekli bir aranjman tercih ettim.
Düğün fotoğraflarınızı kim çekti? Çekim gününü biraz anlatır mısınız?
Fotoğraf ekibimiz, düğün sürecinde yaptığımız en iyi tercihlerden biriydi. Ankara’da En Güzel Hikayem ile çalıştık. Bizi gerçekten anlayan ve çok doğal bir ekip! Sabah kahvaltısından gece yarısı dans pistinde tepindiğimiz anlara kadar yanımızdalardı. Ara ara yönlendirmeler yaptılar tabi ama sahiden de varlıklarını hissettirmeden muhteşem fotoğraflara imza attılar.
Gün boyu özel anlardan aldıkları görüntülerden de harika bir kısa düğün klibi oluşturdular, her izlediğimizde ikimiz de inanılmaz heyecanlanıyoruz ve kendimizi film yıldızı gibi hissediyoruz.
Gelelim düğün hazırlıklarının en keyiflisi gelinliğe!
Gelinlik gerçekten düğün sürecinin en keyifli yanlarından biri, ben de sonuna kadar keyfini çıkardım. Aklımda belli bir model yoktu, ne istediğimi anlayana kadar arkadaşlarımla birlikte İstanbul’da birçok yeri dolaştım ama sonunda tercihim Ankara Vakko Wedding House oldu. Orada kendimi gerçek bir prenses gibi hissettim. Gelinliğimin markası da İspanyol La Sposa idi. Ben çok planlı olduğum için provalara 5 ay önceden başladım. Sanırım ne kadar erken o kadar iyi.
Ya damatlık? Genelde son ana bırakılır!
Sertan düğün öncesi biraz forma girmeyi kafasına takmıştı, o yüzden son ana kadar damatlık bakma konusunu erteledi. Dolayısıyla diktirme şansımız olmadı ama fit bir damada hazır bir damatlık bulmak da zor olmadı. Mutlaka yelekli bir takım olsun istedi, zevkine göre en uygun takımı Network’de bulduk.
Nefis bir köşe tasarladığınızı görüyorum, siz mi hazırladınız?
Nikah şekeri yaptırmayı tercih etmedik, onun yerine rustik konseptimize uyum sağlayacak, “Aşk tatlıdır” temalı bir şeker büfesi tasarladım. Süslemeler konusunda Design by Celine’den yardım aldım. Bence şeker büfemizin en özel köşesi anne ve babalarımızın evlilik fotoğraflarının çerçeveler içinde yer aldığı anı köşesiydi.
Düğün günü başınıza gelen komik bir olay oldu mu?
Nikah sonrası misafirlerimiz masalarına yerleştikten sonra Sertan’la ikinci bir giriş yapmamız gerekiyordu. Müzik olarak Bruno Mars – Marry You seçmiştik. Müzik başladı, volkanlar yandı, kamera bize odaklanmış; çekimler, davetliler her şey hazır. El ele yürümeye başladık, daha üçüncü adımda ayağım takıldı ve ayakkabımın biyesi önden koptu!
Birkaç adım daha atıp toparlayabilir miyim acaba diye denedim ama mümkün değildi, yürüyemiyordum. O sırada kameramanımızın asistanı imdadıma yetişti ve ayakkabılarımı çıkardı. Ben de çaktırmadan girişi ve ilk dansımızı ayakkabısız tamamlamış oldum. Bugün bile o anı düşündüğümde çok gülüyorum.
Düğün günü unuttuğunuz bir şey oldu mu?
Biz bir şey unutmadık ancak en iyi arkadaşlarım mekanın yolunu unuttu! Kır düğünü olduğu için mekanımız biraz şehir dışında kalıyordu. Tüm nedimelerim aynı arabaya bindi ve hazırlıkları yaptığımız otelden mekana doğru yola çıktık. Yolda bir şekilde bizi kaybetmişler, sonrasında da yolu bir türlü bulamamışlar.
Biz mekana vardık, fotoğraf çekimlerine başladık. Yanımda yardımcı olabilecek kimse olmadan, hatta kendilerinde olduğu için gelin buketim de olmadan fotoğraf çekimine epeyce bir devam etmek zorunda kaldık. Geldiklerinde beni karşılarında azıcık huysuz bir gelin olarak buldular, hala o halimle dalga geçiyorlar.
O gece en güzel an neydi?
En güzel an kesinlikle ilk danstı. Müzik, sahnenin arkasından akan şelale volkanlar, havuzun iki yanında yakılan büyük ateşler ve oluşan sessizlik masal gibiydi. Ayakkabımın olmamasını falan unuttuk ve dans dersi almamış olmamıza rağmen bence gayet uyumlu ve hoş bir ilk dans çıkardık ortaya. En romantik fotoğraflarımız da bu ana ait.
Peki ya en duygusal?
Benim için düğün gününün en duygusal anı evden çıkma töreniydi. Sertan ailesi ile birlikte konvoy halinde davul zurna eşliğinde geldi, kapıda damadın önü kesildi, sonra kuzenim ve arkadaşlarımın kaptığı harçlıkla kapı açıldı, ailenin eli öpüldükten sonra damatla el ele aşağıya kadar inildi. Buraya kadar her şey çok eğlenceliydi.
Tam gelin arabasına binmeden önce, bütün düğün hazırlığı sürecinde, hatta kına gecesinde bile tek damla gözyaşı dökmeyen ve hep sakin duran annemin uzaktan bana bakıp ağladığını görmek beni inanılmaz duygulandırdı ve göz yaşlarıma hakim olamadım.
Balayınızı nerede yaptınız?
Balayı için tercihimiz Endonezya – Bali adası oldu. Düğün süreci boyunca yaşadığımız yoğunluk ve sonrasındaki yorgunluğu atabilmek için gerçekten çok iyi bir tercihti. İkimiz de telefonlarımızı kapattık ve muhteşem doğası olan adada bol bol dinlendik, rahatlatıcı masajlar yaptırdık, adını daha önce duymadığımız egzotik meyvelerin ve harika deniz ürünlerinin tadına baktık, kültürel gezilere katıldık ve fotoğraf çektik.
Gelelim Düğün.com çiftlerine yapacağınız tavsiyelere!
- Öncelikle büyüklerin gerçekten bir bildiği varmış ve karar verdikten sonra düğün sürecini çok da uzatmamak gerekiyormuş. Biz son aylara doğru gerçekten çok sabırsızlandık ve düğünümüz bir an önce olsun istedik.
- Bütün süreç boyunca gerçekten stresten uzak durmak lazım, neticede birbirini seven iki kişinin birlikte bir hayat kurduğu harika bir süreç.
- Hem gelin hem de damadın güvenebileceği yakın arkadaşları mutlaka gün boyu yanlarında olmalı. Onlar hem acil durumları kurtarmada hem de her anı eğlenceye dönüştürmede birebir.
- Saç ve makyaj konusunda mutlaka önceden tanınan, sizi ve tarzınızı bilen kişilerle çalışmak lazım ki son dakika sürprizleri yaşanmasın. Ben o konuda sahiden çok rahattım.
- Biz hazırlıklarımızı bir arada yaptık, hem günün heyecanını paylaşmak hem de hazırlık sürecinin tadını çıkarmak için de bunu herkese öneririm.
- Herkesin bizim gibi keyifli ve rahat geçirebilmesini dileriz.
