Küçüktüm... Okul saatlerini sabırsızca geçirip heyecanla koşardım beni sihirli dünyasına çağıran o stüdyoya...

Ağabeyimin yanında, neredeyse kendi boyumda tabureye çıkıp oyunlar oynardım kendimce, deklanşöre basarak. Karanlık odadan çıkan görüntüler büyülerdi beni... O büyünün tüm hayatımı nasıl da saracağını bilmeden, zamanı bir masal diyarındaymışçasına geçirirdim.

Büyüdüm, artık elimde bana ait bir Mamiya RB 67 vardı. Masalım gerçek olmuş, ben stüdyo fotoğrafçılığına başlamıştım. Görüntüleri o küçük makineye hapsedip sonra onları karanlık odada baskı kağıtlarının üzerinde özgürlüğüne salıvermek en önemli uğraşım olmuştu.

Stüdyonun durağan görüntülerinden doğal mekanları ve yaşamın devinimini fotoğraflamaya geçişim ise bir Canon Ae1 ile oldu. Yaşam akıp giderken ben onu makinemle durduruyor, "an"ları unutulmamaya kurguluyordum.

O anlarda mutluluk olsun, heyecan olsun istedim. Çocukken yediğimiz, tadını ve kokusunu hiç unutamadığımız peksimetlerin buğusu gibi, zaman geçmiş olsa da, ansızın gelip bulsun istedim bizi, o en önemli anlarımız.

İşte o yüzdendir ki o en özel gününüzü sabahından akşamına kadar sizinle beraber geçiriyorum. Mutluluğunuz, hüznünüz, gözyaşlarınız, heyecanınız bizimle birlikte zamanın unutulmayacak görüntüleri haline geliyor.

Sabahtan başlayıp, aileyle geçirilen en mutlu ama aynı zamanda en hüzünlü kahvaltıyı, kız alma merasimindeki coşkuyu, biraz gergin ama bir o kadar eğlenceli geçen kuaför ve makyaj faslını, tüm hayatınız boyunca hayalini kurduğunuz gelinliği giydiğiniz anı ve etrafınızdaki herkesin hayran bakışlarını, zaman ilerledikçe heyecandan her an duracakmış gibi atan o kalbi, o kadar mutluyken akan o gözyaşlarını... En doğal ve en güzel halinizi... o en özel gününüzün öyküsünü sizin için an be an fotoğraflara döküyoruz.

Eminim, o gün deklanşöre basan elim, bir gün fotoğraflara baktığınızda sizin yüreğinize dokunacak...

Benim küçücükken stüdyoda başlayan masalım, sizin o en mutlu gününüzü ölümsüzleştirdiğinde daha da anlam kazanacak...

Ahmet ŞAHİN