Düğün Fotoğraflarınızda Zirveyi Zorlayın

Düğün.com tarafından yazılmıştır.

3:00 dakika

29.06.2020

Buğra Sağıroğlu düğün fotoğrafçılığında ezber bozuyor...

Çiftlerin düğün fotoğrafçılığından beklentileri nasıl bir yere vardı?

Düğün fotoğrafçılığı, her geçen gün kendisini yenilemekte. Gelin ve damat adaylarının düğün fotoğraflarından beklentisi, o kadar arttı ki moda fotoğrafı gibi konsept çekimler isteniliyor. Hayatları boyunca bakacakları albümlerinin çok özel olmasını istemeleri elbette en doğal hakları… Böyle beklentileri olan çiftlerimizin fotoğrafa gerekli zamanı ayırmaları gerekiyor. Bu da düğün günü neredeyse imkansız oluyor. Düğün gününün telaşı ve heyecanıyla fotoğrafa maksimum iki - üç saat ayrılıyor. Her insan için çok özel anılar olan düğün fotoğrafları için, geniş bir zaman ayırmak gerekir. Gerekli zamanı ayırarak, ister Taksim sokaklarında, ister Kız Kulesi karşısında, ister Ortaköy’de denizle iç içe en güzel fotoğraflara sahip olabilirsiniz. Yıllar sonra albümünüzü elinize aldığınızda İstanbul’un her köşesinde çekilmiş fotoğraflarınız olacak ve bakmaya doyamayacaksınız.

Sizin için gerçekten farklı olan, özel bir deneyim olduğunu düşündüğünüz bir çekiminiz var mı?

Aslında evet. Havva ve Metin’le yaptığımız çekim sanırım her açıdan farklı bir deneyim oldu. Düğünden üç gün önce İstanbul’u turlayarak yaptığımız fotoğraf çekimi gece yarısı bittiğinde Havva ve Metin çiftinin evlendikten sonra Bursa’da kalacaklarını öğrendim. Daha önce Uludağ'a gittiğimden hemen kafamda bir şeyler canlandı. Uludağ'a çıkıyoruz dedim. İlk önce anlamadılar. Uludağ’da, gelinliğiniz ve damatlığınızla, teleferikle zirveye çıkıp bulutların üstünde çekim yapacağız, dedim. Kulağa hoş geliyordu ama aynı zamanda düşünürken bile donmaya başlamıştık. Aradan iki ay geçti ve yılbaşında Bursa’ya gittim. Havva ve Metin çiftiyle buluşup gerekli hazırlıklardan sonra yola çıktık. Bursa ayaklarımızın altındayken, mola verip çayın yanında simitle yaptığımız kahvaltının tadı hala damağımdadır.

BUGRA_SAGIROGLU_GORSEL

Ardından heyecanlı bir öykü gelecek gibi, lütfen devam edin…

Zirveye doğru çıkarken gördüğümüz her güzel manzarada arabadan inip fotoğraflarını çekiyordum. Kirazlı yaylaya vardık. Rakım 1525… Yerler kar… Her yer bembeyaz… Ailelerin mangal yakıp karın tadını çıkardığı bir yerdi. Arabadan indiğimizde o kadar da soğuk olmadığını düşündük. Çünkü güneş açmıştı ve değdiği yeri ısıtıyordu. Karların arasında beyaz gelinlik harika duruyordu. Hemen oracıkta çekime başladık. Öyle güzel fotoğraflar yakalıyorduk ki çekime doyamıyorduk ama gitmemiz de gerekiyordu. Zirve 2543 metreydi ve bizim 1000 metremiz daha vardı. Kayak takımlarını alıp doğru teleferiğe gittik. Ben önden bindim, hemen arkamdan da onlar bindi. Aramızda en az kırk metre var ve yerden yüksekliğimiz tahmini yirmi metreydi. Poz verdirmek için şöyle durun, biraz gülümseyin diye var gücümle bağırıyordum. Çevremizdeki insanların bakışları, konuşmaları öylesine güzeldi ki… Cep telefonlarıyla fotoğraf çekmek için yarışıyorlardı. Yanımızdan geçen diğer teleferiktekilerin konuşmalarından kulağıma çalınanlar gerçekten çok tatlıydı. “Ben de böyle istiyorum, ben de böyle yapacağım. Yaparız değil mi hayatım?” Evlilerden biri de “Biz niye böyle yapmadık, keşke biz de yapsaydık” diyordu ve daha neler neler… Sonunda zirvedeydik.

Hem onlar hem de sizin için müthiş bir deneyim olmalı…

Güneş batmaya başlamış, gökyüzü kızarmıştı. Bulutların üstündeydik resmen. Bir müddet heyecandan fotoğraf çekemedim, poz verdiremedim. Kendimi bir süre sonra toparladım ve bu heyecan dolu çekimi bitirdim. Dönüş yolu tekrar teleferiğe binip aşağı indik. Teleferiğin başında çalışan arkadaşın “On senedir burada çalışıyorum ilk defa burada gelin gördüm.” demesi ve şaşkınlığını gizleyememesi harikaydı doğrusu. Artık hepimiz hayalimize ulaşmıştık ve mutluyduk. Karlar üzerinde beyaz duvağıyla Havva Hanım, damatlığıyla Metin Bey ve ben o soğuk hava şartlarına rağmen o anın ölümsüzleşmesindeki heyecanı yaşarken aynı zamanda, uzun yıllar anlatabileceğimiz bir anı yaşamıştık.

Bir gelin- damat çekimi nasıl gerçekleşiyor, çekime nasıl hazırlanıyorsunuz?

Benim çiftlerimden ilk duyduğum şey, biz poz vermeyi bilmiyoruz, oluyor. Ben de çekmesini bilmiyorum zaten diyorum. Çekimlerimde şunu gördüm; her çift, çekimin sonuna doğru nasıl poz verileceğini öğreniyor ama çekimi bitirmek zorunda kalıyoruz. Düğün günü çekime maximum iki, üç saat ayırılıyor, ben de bu soruna şöyle çözüm buldum: Her çifte nasıl doğal poz verilmesi gerektiği hakkında özel bir mini seminer veriyorum ve hemen ardından deneme çekim yapıyorum. Bunun karşılığını düğün günü fazlasıyla alıyoruz; çünkü artık ortak bir dilimiz oluyor. Birbirimizin bakışlarından o anda ne yapmak istediğimizi o kadar iyi anlıyoruz ki, sonuçlar iki tarafı da mutlu ediyor.

Düğün.com okuyucularına özel bir uygulamanız olacak mı?

Tabi ki Düğün.com okuyucularına %40 indirim uyguluyorum. Bunun yanında ek olarak bir de kına çekimi hediye ediyorum.

Buğra Sağıroğlu Photography hakkında bilgi almak, randevu ve fiyat teklifi istemek için tıklayın.

Düğün Fotoğrafçıları

Şehrindeki en iyi fotoğrafçılar Düğün.com’da!

Her 3 çiftten 2'si aradığı firmaları Düğün.com’da buluyor. Sen de onlar arasına katıl!

Düğün fotoğrafçını bul

Bunlar da ilgini çekebilir

Düğün Fotoğrafçısı kategorisindeki diğer yazılara ulaşmak için tıkla!

Vitrindeki Düğün Fotoğrafçıları Firmaları

Düğün Fotoğrafçıları kategorisinde öne çıkan firmalara buradan ulaş!

2 Yorum

Özen

Düğün Tarihi: 20.10.2014


kendine ait fikirleri olan fotoğrafçılar sanatçı oluyo demek ki ;)


Neval Kökten

Düğün Tarihi: 20.10.2014


kampanya çok güzel değerlendirmeyi düşünüyorum.