O günün sizin gününüz olduğunu ve siz ne kadar çok eğlenirseniz her şeyin o kadar yolunda gideceği ve güzel olacağını asla unutmayın. Bırakın bir şeyler eksik olsun, gülüşünüz ve neşeniz tüm eksiklikleri örtecektir.
Her şey nasıl başladı? Evlenme teklifi nasıl geldi?
Her şey bir çocukluk hayali ve aşkının tüm cesaretini toplayarak dile gelmesiyle başladı. Evlilik teklifi 2014 Ağustos ayı sonlarına doğru Maçka, Sümela Manastırı’nda geldi. Tıpkı evliliğe uzanan hikayemiz gibi uzun ve dik yamaçlarda yapılan zorlu ama keyifli bir tırmanışın ardından yağmurlarla bulutların buluştuğu, seslerin kayalıklara çarparak yankılandığı, yemyeşil çam ormanlarının ortasında bir zirvede geldi teklif...
Düğün planlama süreci nasıl ilerledi, hazırlıklar ne kadar sürdü?
Ekim ayında yine Maçka’da yüzüklerimiz takıldı ve yaklaşık 8 ay sürecek olan düğün maratonumuz start aldı. Ege’de yaşıyor olmamız sebebiyle hazırlıklara eş zamanlı olarak hem İstanbul hem de İzmir’de devam ettik.
Düğün mekanına nasıl karar verdiniz?
Mekana karar vermemiz pek uzun sürmedi çünkü en başından beri istediğimiz yer olan Marriott Otel Asia’ydı. Katılımcı sayısı, otelin hizmet kapasitesi ve kalitesinin yanı sıra bize açık ve kapalı alanlarda da aynı imkanları sağlıyor olmaları karar vermemizde önemli rol oynadı. Nitekim düğünün nikah bölümü dış alanda bahçe bölümünde gerçekleşirken, geri kalanı için de kapalı balo salonunu tercih ettik.
Bir organizasyon firmasıyla çalıştınız mı? Seçerken nelere dikkat ettiniz?
Organizasyon firması olarak Fiyonk Organizasyonla çalıştık. Bu otelde defalarca düğün organizasyonu gerçekleştirmiş olmaları önemli bir etkendi.
Firmaya karar verirken bizi anlayan ve beklentilerimize cevap verebilecek bir firma olmasına özen gösterdik. Zaten firmaların sizin istekleriniz doğrultusunda size özel hazırladıkları demo çalışmalar farkı ortaya koyarak karar vermenize yardımcı oluyor.
Düğününüzün teması neydi? Organizasyonda hangi detaylar öne çıktı?
Düğünümüzün teması suya aksı yansıyan pembe bir gül fotoğrafıydı. Bu görseli davetiyelerimizden, masa numaralarına, düğün afişimizden, oturma kartlarına kadar birçok alanda kullandık. Bu görselle aynı renkleri taşıyan şeker büfesi, gelin ve nedime buketleri, nikah alanında gelin yolunda ve balo salonunda masalarda kullanılan canlı çiçekler organizasyonun öne çıkan en can alıcı detayıydı.
Düğün fotoğraflarınızı kim çekti?
Düğün fotoğrafçımız olarak otelin bize sunmuş olduğu alternatiflerden Stüdyo Süleyman’ı tercih ettik. Karar vermemizde Süleyman Bey’in enerjisi çok etkili oldu. En az kendisi kadar enerjik ve kalabalık ekibiyle çekimler de oldukça keyifli geçti.
Çekimlerde dış mekanı rüzgardan dolayı tercih edemedik ama otel çok iyi tanıyan bir fotoğrafçıyla çalışıyor olmak kapalı mekanlarda da çok güzel sonuçlar almamızı sağladı. Aynı zamanda son yıllarda çığ gibi büyüyen dış alan çekimlerinden farklı bir şeyler denemek de güzel oldu.
Düğün öncesi gelin hamamından başlayarak düğün günü evden çıkışımızı takip ederek düğünün son anına kadar bizi bir an bile yalnız bırakmadıkları eğlenceli çekimlerdi hepsi...
Gelinliğinizi nereden aldınız? Aklınızdaki gelinliğe sahip olabildiniz mi?
Birçok yer gezip tam istediğim gibi bir model bulamayacağıma ikna olunca düğünden yaklaşık 5 ay önce gelinliğimi İzmir’de meşhur Mimar Kemalettin Moda Merkezi’nde bir butikte diktirmeye karar verdim.
Ayda en az bir iki kere provaya gittim. Bu süreç oldukça keyifli geçti, tasarımcımla sürekli aramızda çizimler gitti geldi ve sonunda tam da istediğim gibi iki farklı şekilde kullanabileceğim bir gelinliğe sahip oldum.
Nikah ve ilk dans süresince gelinliğimi üzeri damla tüllerle bezeli kabarık pelerin eteğiyle ve Zuhair Murad’ın Star Catcher koleksiyonunun en nadide parçaları olan Swarovski taşlarla döşenmiş tacı ve kemeriyle kullandım. Düğünün geri kalan sürecinde de gelinliğimi pelerin eteğini çıkararak içinde daha rahat hareket edebileceğim balık formunda bir modelle ve Galia Lahav marka bir saç bandıyla kullandım.
Gelin saçı ve makyajınızı nerede yaptırdınız? Öncesinde prova yapmış mıydınız ?
Gelin saçımı ve makyajımı hem yakın arkadaşım hem de çok başarılı bir kuaför olan Sibel Oben yaptı. Bu özel günümüzde bizi kırmayarak tüm özverisi ve gayretiyle saç ve makyajın yanı sıra diğer tüm konularda da o gün yanı başımızda oldu. Öncesinde herhangi bir prova ihtiyacı duymadık çünkü beni çok iyi tanıyıp bildiği için, neyin nasıl olması gerektiğini benden daha iyi biliyordu.
Zaten klasik topuzların aksine tüm gün rahat edebileceğim aman bozuldu aman yıkıldı derdi olmayacak bir saç modeli ve çok hafif bir makyaj tercih ettik. Bu saç modeli sayesinde düğün ve çekimler boyunca 5 farklı duvak ve saç aksesuarı kullanabildim.
Davetiye sözünüz neydi?
Üzerinde en çok düşündüğüm detaylardan biri bu oldu. Herkes için bir anlam ifade edebilecek ve aynı zamanda bizi de anlatan bir söz olsun istedik ve nihayet William Shakespeare’in sevgide emeğin değerini ifade eden güzel bir sözünde karar kıldık.
‘Şimdi ellerinizi, ellerinizle de kalplerinizi birleştirin.’
Dans kursuna gittiğiniz mi?
Dans kursuna gitmedik çünkü gerekmedikçe üzerine çok çalışılmış ve hazırlanılmış durumların biraz yapmacık olduğunu düşünüyoruz. Düğünlerde en unutulmaz anlar genellikle üzerine çok fazla kafa yormadığınız noktalarda beliriyor. Bazen her şey istediğiniz gibi olmazken, bir şey hiç beklemediğiniz gibi oluyor ve en güzeli o oluyor.
Düğün günü başınıza komik bir olay geldi mi?
Başımıza çok sıradışı komik bir olay gelmedi ama düğünümüz çok eğlenceli anlara ev sahipliği yapmış. Sonradan görüntülerini izlediğimiz; pop müzik eşliğinde horon eden dostlarımız unutulmaz bir çalışmaya imza atmışlar. Çalan tüm müzik türlerine rağmen inadına horon demişler.
Peki ya unuttuğunuz bir şey oldu mu?
Düğün günü etrafımızda bizimle ilgilenen o kadar çok insan vardı ki bir şeyleri unutmak neredeyse imkansızdı; fakat buna rağmen imzaları atacağımız güzel ve şık bir kalem organize etmeyi hepimiz unutmuştuk. Mavi tükenmez kalem imza anının nişanesi oldu.
Düğününüzün en güzel anı neydi?
Düğünümüzün en güzel anı birlikte canlı olarak söylediğimiz şarkı oldu.
Buna o kadar ani karar verdik ki, adeta bizim için bile büyük bir sürpriz oldu diyebiliriz. Tüm masaları dolaştıktan sonra bir anda sahneye çıkıp içinde karşılıklı atışmalar olan bir Karadeniz türküsü seslendirdik. Bir anda sahnenin etrafı bizi çeken ve bu anı yakından izlemek isteyen dostlarımızla dolmuştu zaten şarkı biter bitmez de hep birlikte horona duruldu.
Ya en duygusal anı?
Düğünümüzün en duygusal anı nikah alanında bahçede tüm sabırsızlıklarıyla bizi bekleyen yakınlarımızı ve sevdiklerimizi selamlayarak kürsüye doğru yürüdüğümüz bölümdü.
Wind of Change şarkısının senfonik versiyonu eşliğinde, ‘take make to the magic of the moment, on a glory night’ derken sözler, tüm o alkışlar, ıslıklar, mutluluktan dolu dolu olmuş yahut heyecandan içleri parlayan gözler arasında yavaş yavaş kürsüye doğru süzülerek yürüdüğümüz o kısacık yolun bu kadar uzun olacağını ve içine ömürümüz boyunca unutamayacağız, hatırladıkça tüylerimizi ürpertecek bu kadar anlamlı dakikaları yükleyeceğimizi hiç hayal etmemiştik...
Düğün.com Çiftlerine neler tavsiye edersiniz?
Çiftlere önerimiz düğün günü yapılması gereken işleri tüm detaylarıyla kafalarında planlamak yerine, bunları yakın çevrelerindeki kişiler arasında delege ederek paylaştırmaları. Aksi halde her şeyi yetişmeniz mümkün olmuyor. Hem böylelikle sizin için bir şeyler yapmak isteyen dost ve yakınlarınızı da mutlu etmiş oluyorsunuz.
Düğün konseptinizi oluştururken kafanızda planladığınız tüm ince detayların ortak bir bütünün parçası olduğunu unutmadan hareket edin. Bizim sürecimizde evlenme teklifi anından düğün gecesinin son dakikalarına kadar tüm ayrıntılarda benzer noktalar hakimdi. Davetiyemizde suya aksi vuran gülün kendine benzeyene aşık olma halinden, fonda Apolas Lermi’nin duygu yüklü nameleriyle ve su gibi duru sesiyle daha anlamlı hale gelen şarkılarına kadar her şey bir ahenk içindeydi.
Ayrıca düğüne hazırlık süresince birlikte çalıştığınız tüm kişilerin sizi dinleyen ve anlayan kişiler olmasına özen gösteren. Bu kişilerle ne kadar iyi iletişim kurarsanız sonucun o kadar kaliteli ve beklenene yakın olacağını unutmayın.
Tüm bunların da haricinde en önemlisi o günün sizin gününüz olduğunu ve siz ne kadar çok eğlenirseniz her şeyin o kadar yolunda gideceğiniz ve güzel olacağını asla unutmayın. Bırakın bir şeyler eksik olsun, gülüşünüz ve neşeniz tüm eksiklikleri örtecektir.
