21 eylül 2013: O "Evlenmem!" diye çok konuşan kız, “Tövbeliyim abi!” diyen çocukla evlenir.
Her şey böyle başladı!
Bundan 3 sene önce falandı. Tatlı mı tatlı bir ortak arkadaşımız var. O gün İstanbul’dan Ankara’ya gelmiş. (Ankara’da kaldığı kişi de benim canım kocam olacakmış ilerde meğersem.) Eh gelmişken görüşmemek olmazdı, o gün yanıma beraber geldiler. Yedik, içtik, sohbet ettik. Motosikletler ortak ilgi alanımızdı. Sevmiştim bu çocuğu!
İki sene sonra bir mesaj!
2012 Haziran’da okulum bitti ve mezuniyet fotoğraflarımı paylaştım. Sonra bir mesaj! Lütfü beni tebrik ediyor, hal hatır soruyordu. Konuşmamız o kadar hızlı gelişti, o kadar hızlı buluştuk ve o kadar çabuk sevgili olduk ki, gerçekten bir şey nasıl başlıyorsa öyle gidiyor galiba. Bizim her şeyimiz çok hızlı gelişti. Birlikte inanılmaz eğleniyorduk, sadece muhabbet ederek bile çok güzel zaman geçiriyorduk.
Peki evlenme teklifi?
14 Şubat yaklaşırken kesinlikle evlenme teklifi bekliyordum artık. Ama hiç de öyle bir şey olmadı. 14 Şubat çok romantikti ama teklif yoktu. İki tane ağaç almış sevgilim bana. Evlenince evimizin önüne dikelim biri senin biri benim dedi. Günlerden 19 Şubat. İşten çıktım, dünyanın en mızmız insanıydım o gün. Ağladım zırladım mızmızlandım, ilk buluştuğumuz yerdeydik. “Aşkım bir saniye” dedi. Arabadan indi, bagajdan bir şey aldı. “Bunun şu anda olmasını istiyor musun? Bak evlenme teklif edeceğim. Başka bir zaman da edebilirim. Bu ölümsüz bir an olacak çünkü.” dedi. Ben de o kadar hazırmışım ki “Tamam et” deyiverdim. Sonrası teklif, sarılmalar, koklaşmalar!
Nişan hazırlıkları başlasın!
Nişanımız 22 Haziran’da Ankara’da olacaktı. Düğün Bursa’da olacağından, nişanımızı da düğün gibi tasarladık ve tüm ayrıntılarla tek tek uğraştık. Nişanda dağıtacağımız magnetlere, taçlara varana kadar kendimiz yaptık. Davetiyelerimizi kendimiz katladık. Bu ayrıntılar yorucu ama keyifliler. Fakat duymak istemediğim iki kelime varsa onlar da “oturma ve düzeni”. Evet çok zor, evlat olsa sevilmez. İlk dansımız için nişana bir hafta kala ders almaya başladık ve tam bir felaketti. Sonrasında kendimiz bir koreografi yaptık ekledik çıkarttık derken o da tamamdı. Dans parçamız Pink Martini-Let’s Never Stop Falling in Love'dı. Yine olsun yine dans ederim.
Düğün, hazırlıklar, gelinlik, düğün, gelinlik, hazırlıklar...
Aaaaaaaaa!! İçimden böyle bağırdığım anları hatırlıyorum. Evin yapımı bitmediği için eşya da bakamadık. Böyle hiç yoğun değilmiş gibi görünen ama çok yoğun olan anlar vardır ya öyle bir süreçteydik. Hep eylülde kır düğünüm olsun isterdim, öyle de oldu. Gelinlik seçimi gerçekten zor. Özellikle benim gibi kararsız bir yapıdaysanız. Aramaktan pes ettiğiniz anda karşınıza çıkıyor galiba. Transparan bir gelinlik istiyordum. Gelinliğimi bulduğum gün neredeyse oturup ağlayacaktım. Ferahlamak ama nasıl bir ferahlamak.
Düğün sabahı!
Sabah uyandım, bir önceki gece hamama gidip dinlenmeme rağmen inanılmaz yorgundum. Gözlerim şişmiş, bir çirkinim, bir suratsızım. Hiç gelin olacak gibi değilim yani. "Kendine gel Gülşah!" dedim. Bir vitamin aldım. Sonra sevgilim beni alıp kuaföre bıraktı. Bursa kükürtlü VIP Kuaför, iyidir, hoştur, tavsiyemdir. Fotoğraf ekibimiz o çirkin hallerimi de kaçırmadı tabi.
Sonra başlasın dış çekimler
64 model İmpala’mızla Mudanya yoluna koyulduk. Mükemmel bir çekim yaptık. Düğün fotoğrafçımız Kadir Bolat'tı. Kadir ve ekibi hem fotoğraflarımızı hem nazımızı çekti. Ortam, ekip, enerji hava ve çiçeğim.. Her şey çok çok güzeldi. Akşam düğün mekanımıza erkenden gittik. Orada da çekim yaptık. Bunu mutlaka yapın, mekan hazır ve boşken. Düğün anında şu tip kareler çıkmıyor mesela!
Evet mi? Eveeet!
Çıkış parçamız Multitap- Mutluyum çalmaya başladı. Bu parçayı çok seviyorum! Çıktık odamızdan, masadaydık bir anda. Nikah anında çok heyecanlıydım! Evet diyeceğiz, imza atılacak, sevgilim beni öpecek gibi bir sıra olsa da kafanızda, o anda kalmıyor öyle bir sey. Oradan bir ses “ayağına baaas!" Kendime geldiğimde Lütfücüğüm ayağına basıyım diye ayağını uzatmıştı, bastım. Nikah memuruna döndüm “E hadi birbirinizi tebrik etmeyecek misiniz” dedi. Bir gülme aldı bizi ama başarıyla öpüştük sarıldık.
Sonrası fıkır fıkır oynamaca
Bursa Holiday Inn kır düğünü için mükemmeldi. Şiddetle tavsiye! Yemekler, servis ve pastamız... Her şey çok çok güzeldi. Turuncu organizasyon mekanı ve masalarımızı güzel dokunuşlarla renklendirdi. O güzel el çiçeğimi tam istediğim gibi yaptı. Bize güzel şarkılarıyla ve esprileriyle eşlik eden, taa Ankara’dan Bursa’ya bizim için gelen ve bizi çoook eğlendiren de Murat Deryaoğlu ve ekibiydi. Her şey tam istediğimiz gibiydi kısacası. Bir daha olsun bir daha evlenirim ama yine canım eşimle!